Daha yeni.
En yeni!
Yeni hep en iyisi mi?
Belki öyle, belki de değil.
Peki "eski"den neden bu kadar korkuyoruz?
Göğsümüzü gere gere "eski" demek yerine, neden ona yeni sıfatlar arıyoruz?
Oysa bugünümüzü dünümüze borçluyuz.
Yarınımızın sermayesi geçmişte biriktirdiklerimiz.
Bunu çoğu zaman unutuyoruz.
Bugün yeteneklerine hayranlık duyduğumuz yapay zekânın,
geçmişteki bilgi ve deneyimlerimizden beslendiğini fark edemiyoruz.
Şimdi "eski"yi fark etme zamanı;
Geçmişin “bir zamanlar…” ile sınırlı olmadığını,
Yenin eskiden ilham aldığını,
Yarının dünle harmanlandığını…
Fark etme zamanı!
Çünkü eski bi’ desen yeni bi’ tasarıma,
Eski bi’ hikâye yeni bi’ bağlama,
Eski bi’ soru yeni bi’ cevaba,
Eski bi’ bilgi yeni bi’ araca kavuştuğunda yeni bi’ dünya inşa edebiliriz.
Yeni eski bi’ dünyaya hoş geldiniz.